Y A H Y A L I
Yine bahar geldi, giydin şalını
Halden hale giriyorsun Yahyalı
Meyveler yüklendi eğdi dalını
Dolu dolu veriyorsun Yahyalı
Hasretle beklerim her yıl bayramı
Dostlarla görüşmek süsler rüyamı
Bir tatlı söz, kavuşturur yaramı
Yaralarım sarıyorsun Yahyalı
Köklü geleneğin, örfün, âdetin
Hiçbir yerle kıyaslanmaz kıymetin
Halıda, kilimde çok maharetin
Motif motif örüyorsun Yahyalı
Sultan sazlığında turnalar, toylar
Şelaleler durmaz ezgiler söyler
Güzeli görenler, çirkini neyler
Gönlümüzü görüyorsun Yahyalı
Yaylacılar konar kendi yurduna
Peynir taşlar kuytuluğun ardına
Asla doyum olmaz yağyoğurduna
Midemizden vuruyorsun Yahyalı
Gökolukda çekilirken çörekler
Kırk pınara suya iner geyikler
Suçatında karşılıyor çiçekler
Buram buram bürüyorsun Yahyalı
Yayla sularına bal mı karışmış
Sanırsın ki, Kevser ile yarışmış
Aladağlar bulutlarla görüşmüş
Şerbet ezip duruyorsun Yahyalı
Keklikler söyleşir kuşluk vaktinde
İnsanların merttir, durur akdinde
Yüreklere sonsuz sevgi ektinde;
Yumak yumak deriyorsun Yahyalı
Bize huzur verir, seninle olmak
Mis gibi havandan bir nefes almak
Boynumuza borçtur, koşarak gelmek
Dostlarını arıyorsun Yahyalı
Mehmet Postallı / 2005