Son yıllarda, acep, ne oldu bize?
Aşklar günübirlik, sözler tutarsız.
İmzalar şüpheli, güven yok söze;
Erkekler uçarı, kızlar tutarsız.
Belalı başların bitmez ağrısı
Yuvayı dağlıyor yaban arısı
Evlenenin, boşanıyor yarısı
Yol yordam kalmadı, izler tutarsız
Hiç örnek alan yok, ana, babadan
Küçük meseleyi ölçer kabadan
Utanmak zaten yok, elden, obadan
Edep, hayâ kayıp, yüzler tutarsız.
Evet, kelamıyla başlar evlilik
Bir inat uğruna bozulur dirlik
Öfkeye yenilir bütünlük, birlik
Sebepler anlamsız, gözler tutarsız.
Sevgi, saygı bitmiş, sadakat hiç yok
Sağduyu körelmiş, sabırda güç yok
Suçlu, hep öteki, kendinde suç yok
Teller darmadağın, sazlar tutarsız
Televizyon, telefon ve internet,
Yıkım ekibinde hepsi bir şirket,
Yuvayı dağıtan aldatma, şiddet,
Nefisler doyumsuz, hazlar tutarsız
Kanaat olmazsa geçim daralır
Eşler mahkemede soluğu alır
Çocuklar perişan, ortada kalır
Vefa, vicdan sürgün, tuzlar tutarsız
Atasözlerini şimdi kim dinler
Düğünleri bastı, periler, cinler
Kışın yapılırdı eski düğünler
Kabahat mevsimde, yazlar tutarsız
Kerem’i kül eden, Aslı nerede?
Örnek değil midir topluma, ferde?
O aşklar yaşandı, kapandı perde
Kafalar uyumsuz, özler tutarsız
Şimdiki gençlerin aklı havada
İzan dalda bitmez, pişmez tavada
Huzur bulunur mu başsız yuvada?
Düşünceler kısır, tezler tutarsız.
Mehmet Postallı / 2014