BİR ADAM
Elini alnına koymuş, oturuyor boynu bükük,
Taşın üstünde görünen, adam değil sanki kütük.
Matem pazarı kurulmuş, vücuduna bölük bölük,
Belini yaya çevirmiş, omuzlarına çöken yük.
Gözlerinin önü mosmor, avurtları çökük çökük
Kır bıyığını sarartmış, dert ortağı isli körük
Başında gri bir kasket, kasketin tereği sökük
Gelecekten beklentisi tükenmiş, umudu sönük.
Belli, ömründe gülmemiş, derdi kâf dağından büyük
Dudağından üç-beş kelam dökülüyor kırık, dökük
Dedi, sükûtum isyandır, yüzümden okuyun günlük
Muhannetin potasında, eritildim köpük köpük
Kanımı emip kuruttu, tenime yapışan sülük
Eşim öldü, evlat firar, bozuldu birlik bütünlük,
Elimi attığım dalın, hepsi, hepsi kökten çürük
Beynimde tortu bıraktı, ne varsa geriye dönük
Öfkeyle baktı boşluğa, suç mu acaba dürüstlük?
Diyerek yumdu ağzını; biz derin derin düşündük.
Mehmet Postallı / 1998
Aktif Ziyaretçi | 39 |
Bugün Toplam | 79 |
Toplam Ziyaret | 98550 |